Türk hukukuna göre; ilk 3 zümrede mirasçı bulunmadığı ve miras bırakan da ölüme bağlı tasarrufu ile mirasçı atamadığı takdirde, Devlet yasal mirasçı sıfatı ile mirası kazanmaktadır.
Miras bırakanın mirasçısı bulunup bulunmadığı ya da mirasçılarının tamamı bilinmiyorsa; Sulh Hâkimi 1 ay ara ile 2 defa ilan yapıp, hak sahiplerini son ilandan başlayarak 1 yıl içinde mirasçılık sıfatlarını bildirmeye çağırır. Bu süre içinde kimse başvurmazsa ve Sulh Hâkimi de hiçbir mirasçı tespit edememiş ise; miras Devlet’e geçer. Bu durumda sonradan ortaya çıkacak mirasçının, miras sebebiyle istihkak davası açma hakkı saklıdır.
Bu arada şu noktaya da işaret edelim; en yakın mirasçıların hepsi tarafından mirasın reddedilmesi halinde miras Hazine’ye geçmez. Böyle bir halde; mirasın resmi tasfiyesi yapılır. Tereke borçları ödendikten sonra geriye kalan bakiye, sanki reddetmemiş gibi bu mirasçılara verilir.
Miras bırakanın ölüme bağlı bir tasarrufu ile Devlet’in atanmış mirasçı olması da mümkündür. Devlet’in atanmış mirasçılığı; başka bir mirasçının bulunmaması şartına bağlı değildir.
