Çocuk Hakları
Çocuk hakları; nerede doğduklarına, kim olduklarına ve cinsiyetlerine bakılmaksızın tüm çocuklar için vardır. Dünyadaki tüm çocukların sadece çocuk olduklarından ötürü sahip oldukları haklardır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi; 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir. Tam 193 ülke bu belgeyi onaylamış. Bu ülkeler arasında Türkiye de var. Türkiye; çocuk hakları sözleşmesini 1990 yılında imzalamış, 1995’te onaylamıştır.
Sözleşmeyi onaylayarak Türkiye; ülkedeki tüm çocukların haklarını garanti altına almaya, yasaları ve uygulamaları sözleşmeye uygun hale getirmeye söz vermiş oluyor.
18 yaşın altındaki herkesin çocuk olduğunu kabul eden bu sözleşme çocuklara ilişkin tüm hakları içeriyor.
Çocuk Hakları Sözleşmesi 4 temel ilke üzerine kurulmuştur.
Bunlardan ilki çocuklara yönelik hiçbir şekilde ayrımcılık yapmamaktır. Yani çocuk hakları bütün çocuklar içindir. Doğdukları yer, konuştukları dil, dini inançları, ten renkleri ne olursa olsun fark etmez. Ayrıca büyüklerinin inançları ya da görüşleri nedeniyle de hiçbir çocuğa ayrım yapılamaz.
İkinci ilke; her durumda öncelikli olarak çocuğun yararını düşünmektir. Çocuklarla ilgili bütün yasa ve uygulamaları yapanlar önce çocukların yararını düşünmek zorundadır. Devlet; çocukların koruma ve bakımını üstlenen büyüklerin bu sorumluluklarını yerine getirebilmesi için önlemler alır.
Bu ilkelerden üçüncüsü de; tüm çocukların yaşama ve gelişme hakkını gözetmektir. Çocuktan sorumlu herkesin yani ailenin, toplumun, devletin en birinci sorumluluğu; çocukların yaşamını korumak ve sağlıklı gelişimlerini desteklemektir.
Dördüncü ilke ise; çocuk katılımıdır. Bu ilke her çocuğun görüşlerini özgürce ifade etme ve kendisini ilgilendiren her konuda görüş bildirme hakkı olduğunu söyler. Buna karşılık herkesin çocuğun görüşünü dinleme ve onların fikirlerine saygı gösterme sorumluluğu vardır.
Tabi ki çocuk hakları bunlarla bitmiyor. Bu bahsettiklerimiz diğer haklara temel oluşturacak ilkeler. Bu sözleşmedeki tüm hakların kullanılması ve uygulanması için başta devletin, ailenin ve toplumun her türlü çabayı göstermesi gerekiyor. Hepimiz bu sözleşmenin en iyi şekilde uygulanmasından sorumluyuz.
Çocukların hakları nelerdir?
Her çocuğun bir kimliğe sahip olma hakkı var. Her çocuğun bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı var.
Ailesiyle birlikte yaşamak da çocukların en önemli haklarındandır. Ancak kimi zaman anne babalar, çocuklarına bakacak durumda olmayabiliyor bu durumda çocukların zarar görmemesi amacıyla çocuğun bakım hizmetlerini devletin vermesi gerekebilir.
Annesi ve babası olmayan çocuklar için onları evlat edinebilecek en uygun aileyi araştırmaktan ve incelemekten de devlet sorumludur.
Çocuğun anne babası ayrılmışsa; çocuk anne veya babasından farklı bir yerde, farklı bir ilde ya da farklı bir ülkede yaşıyorsa, çocuğun hem annesini hem de babasını rahatlıkta görmeye hakkı var. Bunun için devletler gereken tüm kolaylığı sağlamakla sorumludurlar.
Bununla birlikte; anne babanın izni olmadan çocukları hiç kimse bir yerden bir yere götüremez. Tabi ki yurtdışına da çıkaramaz. Devletin çocukları koruması gerekir.
Tüm çocukların düşüncelerini özgürce anlatmaya hakkı var ancak bu hakkı kullanırken başkalarının da haklarına saygılı olunması gerekiyor.
Çocukların kendilerini ifade etmek için toplanmaya, derneklere üye olmaya ve dernek kurmaya da hakları vardır.
Her çocuğun istediği dini seçmeye ve anne babaların da bu konuda onlara yol göstermeye hakkı vardır.
Çocukların da tıpkı yetişkinler gibi kendilerine özel bir hayata hakları var yani kimseyle paylaşmak istemedikleri özel eşyalarını, günlüklerini, odalarını, çantalarını onların izni olmadan kimse karıştıramaz.
Çocukların bilgiye ve medyaya ulaşma hakkı da çok önemli haklardandır. Devletler de çocukların gelişimi açısından gazetenin, televizyonun, radyonun önemini biliyorlar. Ama çocukları olası zararlardan da korumak durumundalar. Çocuklar bu haklarını kullanırken onları olumsuz etkilemeyecek şekilde istedikleri her türlü bilgi ve belgeye ulaşabilme hakları vardır.
Bazen kendi ülkelerindeki olumsuz koşullardan dolayı çocuklar tek başına ya da aileleriyle çocuklar başka ülkelere göç etmek durumunda kalabilirler. Böyle durumlar için de göç edilen devletler; çocukların haklarını korumak zorundadır.
Bazı çocuklar doğuştan ya da daha sonradan engelli olabilir. Devlet çocukların özel gereksinimlerini göz önüne alarak çocuklara her türlü bakım ve eğitimi sağlamakla sorumludur. Devletler tüm çocuklar için sağlık hizmetlerini vermekle görevlidir. Çocukların hastalanmaları ve sağlıklı yaşayabilmeleri için doğum, aşılanma, beslenme, çevre temizliği ve tüm diğer sağlık koşullarının iyi olması gerekir. Devlet daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için gerekli koşulları tüm çocuklara sağlamalıdır.
Temel eğitim; tüm çocuklar için parasız ve zorunludur. Eğitim hakkının da tüm çocuklar için ayrım yapmadan sağlanması gerekir.
Çocukların boş zamanlarını verimli bir şekilde değerlendirmeleri ve kendilerini geliştirmeleri için eğitim ortamları dışında da oyun bahçelerine, kitap kulüplerine, kütüphanelere, spor ve kültür merkezleri gibi yerlere ihtiyaçları vardır.
Hiç kimse hiçbir çocuğu zorla bir işte çalıştıramaz. İş Kanunu’nda düzenlendiği gibi uygun yaşa geldiklerinde gelişimlerini ve eğitimlerini olumsuz etkilemiyorsa tüm çocukların çalışmaya hakkı vardır.
Çocukları her türlü zararlı alışkanlıklardan, zararlı maddeden, kötü davranıştan, şiddetten, cinsel istismardan ve insan kaçakçılığından koruma konusunda başta devletin olmak üzere ailelerin ve toplumun da sorumluluğu vardır. Böyle talihsiz durumlarla karşılaşıldığı zaman; devlet tüm çocukları korumalı ve onlara zarar veren kişileri de cezalandırmalıdır.
Çocuklar da kötü davranışa, şiddete ya da istismara uğradıklarını düşünüyorsalar; bunu güvendikleri bir yetişkine ya da öğretmenlerine söyleyerek destek istemeliler.
Bir çocuk suça sürüklenmişse; yargılama sürecinde alınacak kararlar çocuklara uygun şekilde olmalı. Bu da bir çocuğunun özgürlüğünün elinden almanın en son önlem olması anlamına gelmelidir.
Çocukların en önemli hakları; barış içinde yaşama ve savaşlardan korunma haklarıdır.
Tüm çocuklara tüm haklarını kullanabilecekleri keyifli bir çocukluk diliyoruz. Eğer bazı haklarını kullanamadıklarını düşünüyorlarsa da; güvendikleri aile bireylerinden, öğretmenlerinden ve en nihayetinde devletten yardım alma haklarının olduğunu hatırlatarak sağlıklı ve huzurlu günler diliyoruz.
Çocuk hakları; bütün çocukların daha mutlu, daha sağlıklı ve daha onurlu yaşaması içindir.
Peki neler mi var?
Yaşam hakkı
Gelişme hakkı
Zararlı etkilerden, şiddetten ve sömürüden korunma hakkı
Aile, kültür ve sosyal yaşama tam olarak katılma hakkı
Çocukların ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlüğü gibi pek çok hak ve özgürlüklerini kapsar
Çocukların bilgi alma, okuma, öğrenme, bilme hakkı vardır
Her bir çocuk sağlığa, hastaneye, doktora ve tedaviye erişebilmelidir.
Okula gitme, eğitim alma da önemli çocuk haklarındandır.
Bu haklar bütün çocuklar içindir.
Hiçbir çocuğa ayrım yapılamaz.
Hakların yaşama geçirilmesi devletlerin görevidir.
Çocuk hakları; insan haklarıdır.
Haklarımızı bilelim.
Unutmayalım, tüm bu hak ve özgürlüklerimiz yasalarla korunmaktadır ve çocuk hakları bizim için vardır.
SORULAR & CEVAPLAR
Çocuk kimdir, kimlere çocuk denir?
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre;18 yaşının altındaki her birey çocuktur.
Türk Medeni Kanunu’da 16 yaşında olağanüstü durumlarda kişi evlenme ile ergin kılınabilir.
17 yaşında velisi ya da vasinin izin vermesi ile evlenme ile ergin kılınabilir.
Çocuk işçi kimdir? Çocuk işçi çalıştırmanın şartları nelerdir?
İş Kanunu’nun 71. Maddesinde; çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı hususları düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre;
15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır.
Ancak, 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler.
14 yaşını doldurmamış çocuklar ise bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde yazılı sözleşme yapmak ve her bir faaliyet için ayrı izin almak şartıyla çalıştırılabilirler.
Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez.
18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler, 16 yaşını doldurmuş fakat 18 yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit işlerde çalıştırılabilecekleri ve çalışma koşulları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından 6 ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
Zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış ve örgün eğitime devam etmeyen çocukların çalışma saatleri günde 7 ve haftada 35 saatten; sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalışanların ise günde beş ve haftada 30 saatten fazla olamaz. Bu süre, 15 yaşını tamamlamış çocuklar için günde 8 ve haftada 40 saate kadar artırılabilir.
Okul öncesi çocuklar ile okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde 2 saat ve haftada 10 saat olabilir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri yukarıda dördüncü fıkrada öngörülen süreleri aşamaz.
Sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinin kapsamı, bu faaliyetlerde çalışacak çocuklara çalışma izni verilmesi, yaş grupları ve faaliyet türlerine göre çalışma ve dinlenme süreleri ile çalışma ortamı ve şartları, ücretin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Çocukların sürekli işlerde (tam zamanlı) çalışması; çocuk işçi.
15 yaşını doldurmuş her birey çalışma hayatına uygun her işte çalışabilir ancak ailenin rızasını almak şarttır.
İşveren ucuz iş gücünü tercih ediyor, özellikle ağır ve tehlikeli işlerde.
İş güvenliği çocuk işçilerde yok sayılıyor, özellikle sanayide.
Yoksul ailelerin çocukları bazı işverenler tarafından sömürülüyor.
Stajyerlik ve çıraklık da devlet eli ile ucuz işçi olarak görülüyor, hakları korunmuyor.
Mevsimlik işçi olarak da çok çocuk işçi var.
Sokakta çalıştırılan çok fazla çocuk var, özellikle mülteci Suriyeli çocuklar.
Çocuğun küçük yaşlarda reklam yüzü olması sonucu çocuk ileride ailesine veya reklam şirketine dava açabilir mi?
Çocuğun özeline ilişkin sırlar açığa çıkmış ise; çocuğun istismarı suçundan bahsedilebilir. Pedofili ya da kötü niyetli kişiler tarafından istismar edilebilir. Özellikle şiddet mağduru veya hasta çocukların görüntülerinin paylaşılması; çocuğun ileride tekrar tekrar örselenmesine sebep olacaktır. Çocuklar üzerinden ekonomik istismar (influencer anneler) yapılıyor.
Ebeveynlerin çocukların fotoğraflarını sosyal medyada paylaşması suç mudur?
TCK’da böyle bir suç yok. KVKK’da da yok.
Çocuğun üzerindeki velayet hakkı kapsamında, çocuğa zarar vermeden paylaşılabilir ancak paylaşımlar dikkatli olmalıdır. Çocuğun unutulma hakkı zedeleniyor. Çocuklar üzerinden ekonomik istismar (influencer anneler) yapılıyor.
Boşanma durumunda çocuğun velayeti kime verilir?
*Çocuğun üstün yararı ilkesi
*Hangi taraf çocuğa daha iyi ebeveyn olacaksa
*Çocuğun gereksinimleri
Suça sürüklenen çocuk kimdir?
Türkiye’de “çocuk suçluluğu” kavramı kullanılmakta olup suçu işlediği sırada henüz 18 yaşını tamamlamamış kişiler anlamında kullanılmaktadır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda “Suça sürüklenen çocuk” kavramı şu şekilde tanımlanmıştır; kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbirine karar verilen çocuk.
Çocuğa yapılan şiddet türleri nelerdir?
Fiziksel, duygusal, ekonomik, cinsel, sözel şiddet.
Çocuğun istismarı halinde neler yapılmalıdır?
Suç duyurusu, ihbar yükümlülükleri.
İstismarda; 12 yaşına kadar çocuğun rızası olmaz. 12-15 yaş çocuğun cinsel istismarı, 15-18 yaş reşit olmayanla cinsel ilişki.
Çocukların cinsel istismarı TCK’nın 103. Maddesinde düzenlenmiştir.
Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda 10 yıldan, sarkıntılık durumunda 5 yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Cinsel istismar deyiminden;
a) 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
anlaşılır.
Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, 16 yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun 12 yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza 18 yıldan az olamaz.
Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçu TCK’nın 104. Maddesinde düzenlenmiştir.
Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, 15 yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
Çocukken cinsel istismara maruz kalmış kişi büyünce dava açabilir mi?
18 yaşına geldikten sonra şikâyet hakkını elde edebilir, olayın üzerinden 15 yıl geçmesi ile zamanaşımı var.
Çocuk mahkemeleri var mıdır? Çocuk ihtisas mahkemeleri açılmalı mıdır?
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda çocuk mahkemelerinin görev alanı 18 yaş olarak belirlenmiştir.
Çocuk Koruma Kanunu’nun 26. maddesinde “Mahkemelerin görevi” şu şekilde düzenlenmiştir;
Çocuk mahkemesi, asliye ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara bakar.
Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara bakar.
Çocukları korumak için ne yapılmalı?
Çocukların okuduğu kitaplar (Zümrüt Apartmanı çocuk kitabı yazarının müstehcenlik suçundan ceza alması olayı), seyrettiği filmler diziler çok önemli. 18 yaşından küçük çocukların sosyal medyası olmamalı veya ebeveyn kontrolü dâhilinde olmalı. Çocukla ebeveynin iletişimi çok iyi olmalı. Aile içi istismar konuları çok tehlikeli (Büşra Sanay – Kardeşini Doğurmak kitabı). UCİM-gönüllü avukatlık, pedagog, psikolog.
Pedofili hastalık mı?
Pedofili tıpta hastalık ancak ceza hukukunda cezasızlık sebebi değil.
Sünnet istismar mıdır?
Bu konu çok tartışmalı. Sağlık sebebiyle yapılıyorsa burada istismardan bahsedilemez. Türk örf ve adetleri ile birlikte dinen gereklilik olarak yapıldığı zaman da sünnete istismar demek çok doğru kabul edilmiyor doktrinde.
LGBTİ çocuklar var mıdır?
Bizim atanmış cinsiyetlerimiz var doğuştan gelen. Kız ve erkek çocuğu olarak. Toplumun da bize atadığı cinsiyet rolleri var. Lgbti bireylerin farklı değerlendirmesine karşıyız. Tıpçılar bunun da doğuştan gelen bir durum olduğunu belirtiyor ve normal karşılıyor.
Çocukların özel gereksinimli olması halinde hakları nelerdir?
Ailelerin çocuklarına karşı ellerindeki tüm imkânları kullanmaları gerekir. Aynı zamanda eğitim aldığı yerdeki öğrenci arkadaşları ve öğretmenlerin de destekleri gerekir. Bu çocukların topluma kazandırılmaları çok önemli, onlara her alanda eğitim ve sorumluluk vererek hayatın içine katılmalarını sağlamalıyız. Onlara yapılan ayrımcılık; pozitif ayrımcılıktır. Örneğin okula engelli tuvaleti konulması gibi.
Özel gereksinimli çocuğu okula almayan veya onlara kötü davranan kurumlar veya kişiler TCK kapsamında suç işlerler. Tehdit, hakaret, kötü muamele suçları gibi.
Cezalar caydırıcı olmalı. Toplumun vicdanı yaralanıyor eğer suçlular cezalarını cezaevlerinde hak ettikleri ceza süreleri ile çekmezlerse.
