Hoş geldiniz Gizem Hanım. Öncelikle sizden dinlemek istiyorum, boşanmada mal paylaşımı nedir?
Merhabalar Yağmur hanım öncelikle nazik davetiniz için çok teşekkür ederim. Boşanma davalarında en önemli konulardan olan mal paylaşım davaları üzerine sorularınızı cevaplamaya çalışacağım.
Boşanmada mal paylaşımı; evlilikte edinilmiş mallar ortak değerlerdir, kişisel mallar ise paylaşılmayan değerlerdir. Mal rejiminin tasviyesi davası ile boşanma sonrasında eşler arasında boşanmada mal paylaşımı yapılmaktadır.
2002 yılından itibaren geçerli olmak üzere, eşlerin yasal mal rejiminin edinilmiş mallara katılma şeklinde olacağı düzenlenmiştir. Edinilmiş mallara katılma rejimi uyarınca eşler birbirinin edinilmiş mallarına katılmaktadırlar; ayrıca sadece kendilerine ait kişisel malları bulunmaktadır. Katılma rejiminde, her iki taraf malvarlığı üzerinde yarı yarıya haklara sahip olmaktadır.
2001 yılından önce evliliklerde mal paylaşımı için “Mal Paylaşımı Rejimi” uygulanmaktadır. Bu rejimde, eşler yalnızca kendi üzerine kayıtlı olan mallar üzerinden hak iddia etme hakkına sahiplerdi. Eğer bir eşya eşlerden birinin üzerine kayıtlı değil ise, hak iddiası kural olarak mümkün değildir.
Boşanmada davasında paylaşılan mallar şu şekilde kabul edilmektedir. Boşanma davasında mal paylaşımı edinilmiş malvarlığının paylaşılmasıdır; her eşin evlilik boyunca karşılığını vererek edindiği mal (ortak değerler), evliliğin bitmesi halinde eşler arasında paylaşılır. Türk Borçlar Kanun’unun 219. Maddesi uyarınca; "Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği değerlerdir." Şeklinde düzenlenmiştir. Edinilmiş mallar şöyle kabul edilmektedir;
Çalışmasının karşılığında edinilmiş eşyalar,
SGK ve benzeri kurumlardan yapılan ödemeler,
Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
Kişisel malların gelirleri,
Edinilmiş malların yerine geçen değerler,
Şirket hisselerinden edinilen (veya edinilecek) kar payı veya şirketin kar payı vermek yerine yaptığı yatırımlar,
Maaş veya çalışma karşılığı edinilen parayla alınan şeyler,
Maaştan biriktirilen para,
Evlilik birliği içerisinde alınan otomobil vs.,
Evlilik birliği içerisinde alınan taşınmazlar (gayrimenkuller),
Vizite ücreti, prim, bahşiş, ikramiye,
Yaratılan eserlerden kazanılan para,
Yüklenici sıfatıyla faaliyet sonunda sağlanan kazanç,
İşsizlik maaşı,
SGK ödemeleri,
Kıdem tazminatı,
Kişisel eşya olan bir gayrimenkulün kira geliri. Bu noktada, kişisel mal gelirinin harcanmamış olduğu, tasarruf edildiği kanıtlanmalıdır.
Bankada kişisel eşya olan bir paranın durduğu vadeli mevzuatın getirdiği faiz,
Kişisel eşya sayesinde elde edilen para,
Edinilmiş malların satışından kazanılan parayla elde edilen şeyler (ikame değerler),
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi karşılığı edinilen şeyler,
Ödüller,
Emeklilik ikramiyesi,
Bireysel emeklilik (primleri edinilmiş mallardan ödenmişse).
Taksitli alışverişlerde evlilik boyunca ödenen taksit karşılığı pay talep edilebilir.
Taksitle alınan bir eşyanın taksiti boşanmadan sonraki zamanlara kadar uzamış olsa bile diğer eşin bu eşya üzerinde bir kısım hakkı bulunmaktadır.
Boşanmada Hangi Mallar Paylaşılmaz?
Boşanmada mal paylaşımı kapsamında kişisel mallar evliliğin bitmesi halinde paylaşmaya tabi olmayan mallardır. Bunlar;
Eşlerden sadece bir tanesinin kişisel olarak kullandığı kendi eşyaları,
Evlilik öncesinde eşlerden birine ait bulunan şeyler
Evlilik sırasında miras kalan şeyler
Evlilik sırasında başka bir şekilde karşılıksız (bedel ödemeksizin) kazanılan değerler,
Manevi tazminat alacakları,
Kişisel malların yerine geçen değerlerdir.
Örneğin evlilik sırasında eşlerden birine kendi akrabaları tarafından yapılan hibeler kişisel mal sayılır ve boşanmada paylaşılmaz. Mesela bir ev satış olarak gösterilmesine rağmen bir eşin kendi babası tarafından bağışlanmışsa, o ev boşanma davasında mal paylaşımına tabi olmaz.
Bir malın kişisel mal olduğunu iddia eden eş ispatla yükümlüdür. Boşanma avukatının özellikle ispat hususunda çok titiz çalışması gerekmektedir. Aksi ispat edilinceye kadar tüm mallar edinilmiş kabul edilir ve paylaşıma tabi tutulur.
Boşanmada Mal Paylaşım Davası nasıl yürütülür?
Boşanmada mal paylaşım davası (mal rejiminin tasfiyesi davası), boşanma ile aynı dosyada görülmemektedir.
Uygulamada boşanma dava dilekçesi içerisinde mal paylaşımında bulunma talebi de yazılabilmektedir. Her ne kadar mal paylaşım talebinde bulunulsa da, hâkim mal paylaşım davası ve boşanma davasını ayırır. Buna dosyaların tefrik edilmesi denir; iki dava da birbirinden ayrı yürütülür ve ayrı esas numaraları bulunur.
Diğer seçenek, mal rejiminin tasfiyesi davasının boşanma kararı kesinleştikten sonra açılmasıdır. Bu dava kesinleşmiş boşanma kararı ve malvarlığına ilişkin tüm iddia, talep ve deliller eklenmek suretiyle açılır.
Boşanma davasında mal paylaşımı davası bekletilmektedir. Buna bekletici mesele yapmak denir. Mal paylaşımı davası ancak boşanma davasının sonuçlanmasının ardından karara bağlanır.
Mal Paylaşımı Davası Yetkili Ve Görevli Mahkeme hangisidir?
Boşanırken mal paylaşımı (mal rejiminin tasfiyesi) davası boşanma davasının görüldüğü mahkemede açılır.
Mal Paylaşımı Davası Zamanaşımı süresi nedir?
Boşanma durumunda mal paylaşımı (mal rejiminin tasfiyesi) davasının açılması için, boşanma davası kararının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı bulunmaktadır. 10 yıl içerisinde açılabilen mal paylaşımı davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemesi mal paylaşımı davasına bakar.
Mal Paylaşımı Davasında Neler Talep Edilebilir?
Mal paylaşımı davası ile üç farklı talepte bulunulabilir.
Katılma Alacağı
Boşanma halinde eşlerden her biri “edinilmiş mallara katılma rejimi” esaslarına göre malvarlığının yarı yarıya paylaştırılması için alacak hakkına sahiptir.
Aşağıda detaylı açıklanacak olan katılma alacağı Türk Medeni Kanunu’na göre hesaplanmaktadır:
TMK 229. maddesinde belirtildiği üzere eşin malvarlığından fiilen çıkmış olup da hukuken malvarlığında mevcutmuş gibi kabul edilerek hesaplama yapılan bu malvarlığı değerlerine “eklenecek değerler” denir.
Ardından, bir eşin kişisel mallarına ilişkin borçları evlilik içi veya evlilik dışı olsa da o eşin kişisel malı ile evlilik içinde edinilmiş malı arasında oluşan yarar veya zararı dengelemek için bir hesaplama yapılması gerekir. İşte bu dengeleme hesaplamasına “denkleştirme” denir. (TMK m. 230)
Son olarak, eklenen değerler ve denkleştirme de yapılarak eşin evlilik birliği içerisinde edinilmiş tüm mallarının toplam değerinden (TMK m. 219), bu mallara dair borçlar çıkartıldıktan sonra geriye kalan değer eşler arasında “katılma alacağı” olarak kabul edilir.
Katılma alacağı yarı yarıya paylaşılır (MK m. 236/1). Eşler arasındaki katılma alacağı olarak yarı yarıya paylaşılan bu değerlere “artık değer” (MK m. 231) denir.
Katkı Payı Alacağı
Katkı payı alacağı eski (mülga) Medeni Kanun’a göre geçerli olan talep sistemidir. Burada “bir eşin aldığı mala katkı sunan diğer eş” boşanma durumunda katkı payı alacağı talep edebilir.
Değer Artışı Payı Alacağı
Değer artışı payı alacağı eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda doğar. Bu, tasfiye sırasında söz konusu malda oluşabilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır. (TMK m. 227) Örneğin bir ev evlilik öncesi alınmış, evlilik sırasında tadil edilmişse, tadilat kısmında diğer eş hak sahibidir.
Mal Paylaşım Davası nasıl açılır?
Mal paylaşımı davası ister boşanma davası ile birlikte ister boşanma davasından sonra ikame edilsin, boşanma kararının kesinleşmesinden önce karara bağlanamaz. Eşlerden her biri diğerinin malvarlığı açısından yarı yarıya hak sahibidir. Ancak bazı durumlarda eş diğer eşe karşı herhangi bir hak iddia edememektedir. Boşanma davasının açılması usulü mal rejiminin tasfiyesi için de geçerlidir.
Anlaşmalı boşanma davasında bir anlaşmalı boşanma protokolü (sözleşmesi) hazırlanarak mal paylaşımı kesin bir şekilde belirlenebilmektedir. Çekişmeli boşanma davasında ise boşanma dilekçesinde “mal paylaşımı talep beyanı” belirtilerek boşanma davası kararının sonuçlanmasının ardından mal paylaşım davası açılabilir.
Türk Medeni Kanunu kapsamında edinilmiş mallar ve kişisel mallar nelerdir?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda, 743 sayılı Türk Kanunu’ndan den farklı olarak yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202. maddesi gerekçesinde;
Evlilik birliği sona erdiğinde, mal ayrılığı rejiminin eşler arasında büyük haksızlıklara yol açtığı, özellikle meslek sahibi kocanın lehine işlediği, ev işlerini yapan ve hatta kocasına mesleğinin icrasında yardımcı olan kadının durumunu hiç nazara almadığı, meslek çevrelerinde ve kamuoyunda ağır eleştirilere uğramıştır.
Bu nedenle, “edinilmiş mallara katılma” başlığı altında yeni bir mal rejimi düzenlenmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202. maddesinin birinci fıkrasında, eşler arasındaki yasal mal rejiminin “edinilmiş mallara katılma” olduğu belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202. maddesinin ikinci fıkrasında ise eşler mal rejimi sözleşmesi yaparak kanunda belirtilen diğer mal rejimlerinden birisini seçebileceklerdir.
Kanun maddesinin gerekçesinde de ayrıntıları ile açıklandığı gibi somut şekilde herhangi bir katkısı bulunmasa dahi, özellikle kadının ev işlerini yapması, çocukları ile ilgilenmesi evlilik süresince elde edilen edinilmiş mallar üzerinde, diğer eşe alacak talep edebilme imkânı getirilmiştir.
Edinilmiş mallara katılma rejimi; eşlerin kişisel malları ile evlilik süresince edinilmiş malları kapsamaktadır. Ediniş mallara katılma rejiminin sona ermesi halinde her eş diğer eşte bulunan kişisel mallarını geri almaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda kişisel mallar şunlardır;
Eşlerden birinin yalnızca kişisel kullanımına yarayan eşyalar. Örneğin, kadınların ziynet eşyaları, makyaj malzemeleri, giysileridir.
Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri kişisel mal sayılmaktadır.
Manevi tazminat alacakları kişisel mal olarak kabul edilmektedir.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle, bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dâhil olması gereken malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kararlaştırabilirler. Ayrıca, eşler mal rejimi sözleşmesi yaparak kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mallara dâhil olmayacağını da hükme bağlayabilirler.
Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlendiği üzere, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu anlaşılamayan mallar, eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 231. maddesi uyarınca;
Artık değer
Madde 231- Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dâhil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
Değer eksilmesi göz önüne alınmaz.
Her eş veya mirasçıları, mal rejimi sona erdiğinde diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olmaktadırlar. Artık değer kanun maddesinde de açıkça düzenlendiği üzere, edinilmiş mal olarak kabul edilen malın değerinden, o mala ilişkin borçlarının çıkarılması ile bulunur. Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma davalarında hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verme hakkına sahiptir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 219. maddesi uyarınca; edinilmiş mallar, eşlerin mal rejimi devam ederken, karşılığını vererek elde etmiş olduğu malvarlığı değerleridir.
II. Edinilmiş mallar
Madde 219- Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
Kişisel mallarının gelirleri,
Edinilmiş malların yerine geçen değerler
Çalışmasının karşılığı olan edinimlere örnek olarak maaş verilebilmektedir. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelere örnek olarak ise emeklilik ikramiyesidir. Kişisel mallarının gelirleri örnek ise, eşlerinden birine ait taşınmazın kira gelirleridir. Edinilmiş malların yerine geçen değerler ise, eşlerden birinin maaşıyla alınmış taşınmazlardır.
Mal tasfiyesi davaları aşamasında eşler arasında malların kişisel mal mı yoksa edinilmiş mal mı olduğu konusunda anlaşmazlıklar çıktığı görülmektedir. Mal tasfiye işlemlerinin başlaması ile, aksi ispat edilinceye kadar eşlerin bütün malları edinilmiş mal olarak kabul edilmektedir.
Mal rejiminin sona ermesiyle birlikte eşlerin bütün malları edinilmiş mal kabul edilmektedir. Ancak eşler belirli bir malın kendisine ait olduğu iddia eder ve bu iddiasını ispat ederse, iddia konusu mal üzerinde uyuşmazlık ortadan kalkar.
Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar eşlerin paylı mülkiyetinde sayılacaktır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 216. maddesi uyarınca; bir malın maliki olan eşin bunu ispat edememesi durumunu düşünerek envanter kaydı oluşturulmasına ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
G. Envanter
Madde 216- Eşlerden her biri, diğerinden her zaman mallarının envanterinin resmî senetle yapılmasını isteyebilir.
Bu envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış olmadıkça bu envanterin doğru olduğu kabul edilir.
Türk Medeni Kanunu’nda eşlerden her biri mallarının envanterinin resmi senetle yapılmasını isteyebileceği hüküm altına alınmıştır. Bu envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış olmadıkça bu envanterin doğru olduğu kabul edilir.
Türk Medeni Kanunu kapsamında olağanüstü mal rejimlerine geçiş nasıl yapılmaktadır?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun da olağanüstü mal rejimi olarak tarif edilen rejim mal ayrılığı rejimidir. Eşler mal ortaklığı, paylaşmalı mal ayrılığı veya edinilmiş mallara katılma rejimlerinden birini birlikte karar vererek seçmişler ise ya da mal rejimi seçmeyerek yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi durumdalarsa olağanüstü mal rejimine geçiş konusu ortaya çıkmaktadır. Türk Medeni Kanunu mal rejimleri konusunda eşlerin sözleşmeyle serbest olduklarını ve ikisinin de rızası olması gerektiğini açık hükümler ile kabul etmiştir. Ancak bazı durumlarda mahkemeye başvurarak, eşlerden birinin istemi ile haklı bir sebebin varlığı halinde hâkim mal ayrılığı rejimine geçilmesine karar verebilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 206. maddesi uyarınca; açıkça düzenlenen hallerde mal ayrılığı rejimine geçiş kendiliğinden de gerçekleşebilmektedir.
Olağanüstü mal rejimi
I. Eşlerden birinin istemi ile
1. Karar
Madde 206- Haklı bir sebep varsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüşmesine karar verebilir.
Özellikle aşağıdaki hâllerde haklı bir sebebin varlığı kabul edilir:
1. Diğer eşe ait malvarlığının borca batık veya ortaklıktaki payının haczedilmiş olması,
2. Diğer eşin, istemde bulunanın veya ortaklığın menfaatlerini tehlikeye düşürmüş olması,
3. Diğer eşin, ortaklığın malları üzerinde bir tasarruf işleminin yapılması için gereken rızasını haklı bir sebep olmadan esirgemesi,
4. Diğer eşin, istemde bulunan eşe malvarlığı, geliri, borçları veya ortaklık malları hakkında bilgi vermekten kaçınması,
5. Diğer eşin sürekli olarak ayırt etme gücünden yoksun olması.
Eşlerden biri ayırt etme gücünden sürekli olarak yoksun ise, onun yasal temsilcisi de bu sebebe dayanarak mal ayrılığına karar verilmesini isteyebilir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu üç şekilde mal ayrılığı rejimine olağanüstü geçişi düzenlemiştir. Şöyle ki;
Eşlerden birinin talebi doğrultusunda mahkeme kararı alınmak suretiyle, cebri icra, iflas ve haciz hallerinde, önceki rejimin tasfiyesi halinde, olağanüstü geçişlerden söz edilebilmektedir.
Türk Medeni Kanunu kapsamında mal rejimleri nelerdir?
Yeni Medeni Kanun Tasarısı hazırlanması döneminde mal ayrılığı rejiminin sosyal hayatta eşler arasında büyük haksızlıklara sebep olması ve genellikle kadınların mağdur olmalarına yol açtığı göz önüne alınmıştır. Aile birliği içerisinde eşlerin eşit haklara sahip olmaları ilkesi gereğince eşit paylaşmaya dayalı bir mal rejimi düzenlenmesi düşüncesinden yola çıkılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 185. maddesi uyarınca;
A. Haklar ve yükümlülükler
I. Genel olarak
Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.
Evlenme birlikte eşler arasında evlilik birliği kurulmuş sayılmaktadır. Evlilik ilişkisi ile eşlerin "kişisel" durumlarında evlenmeye bağlı olarak hukuki değişiklikler meydana geldiği gibi "mali" durumlarında da hukuki değişiklikler meydana gelmektedir.
Türk Medeni Kanunu mal rejiminin hüküm ve sonuçlarını ayrıntıları ile düzenlemiştir. Şöyle ki; mal rejimi, eşlerin sahip oldukları malları nasıl yöneteceklerini, bunlar üzerinde ne şekilde yararlanılıp, tasarrufta bulunacaklarını ve evlilik birliğinin herhangi bir şekilde sona ermesi neticesinde malların ne şekilde paylaştırılması gerektiğini gösteren hukuki bir kurum olarak tanımlanabilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202. maddesi uyarınca;
Eşlere, yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden başka kanunda yer alan diğer mal rejimlerini de seçebilme hakkı tanımaktadır. Fakat eşler Türk Medeni Kanunu’nda yer alan rejimlerin dışında bir başka rejimin uygulanmasını kararlaştıramamaktadırlar.
Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Türk Kanunu ise eşler arasında yasal mal rejimi olarak "mal ayrılığı" rejimini öngörmekteydi.
Yürürlükte olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda ise farklı olarak yasal mal rejimi olarak "edinilmiş mallara katılma rejimi" düzenlenmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nda ayrıca seçimlik mal rejimleri olarak "mal ayrılığı", "paylaşmalı mal ayrılığı" ve "mal ortaklığı" rejimleri düzenlenmektedir.
Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Türk Kanunu’nda ise seçimlik mal rejimleri olarak "mal ortaklığı" ve "mal birliği" rejimleri öngörülmekteydi.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 203. maddesi uyarınca;
I. Sözleşmenin içeriği
Madde 203- Mal rejimi sözleşmesi, evlenmeden önce veya sonra yapılabilir. Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce veya sonra yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, evlenecek olan kişiler noterde düzenleme veya noterde onaylama şeklinde mal rejimi sözleşmesi yapabilecekleri gibi evlenme başvurusunda bulundukları sırada yetkili evlendirme memuruna seçimlik mal rejimlerinden birini seçmiş olduklarını yazılı olarak bildirmekle de yasal mal rejimi yerine kanunun öngördüğü başka bir mal rejimini kabul edebilirler.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 205. maddesi uyarınca;
III. Sözleşmenin şekli
Madde 205- Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır.
Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca ve gerektiğinde yasal temsilcilerince imzalanması zorunludur.
Mal rejimi sözleşmesi noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak taraflar, evlenme başvurusu sırasında da hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak bildirebilirler. Mal rejimi sözleşmesinin taraflarca imzalanması zorunlu olduğu hükmü düzenlenmiştir.
İradi temsilci tayin etmek; bir şahsa vekâlet vermek, avukat tutmak suretiyle vekâleten/ temsilen mal rejimi sözleşmesi yapılamaz. Küçük ya da kısıtlının yasal temsilcisi de, onlar adına ve hesabına böyle bir mal rejimi sözleşmesini kendisi imzalayamamaktadır. Eşler yapacakları yeni mal rejimi sözleşmesi ile geçmişe etkili olarak değişiklik yapamamaktadırlar.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun da düzenlenen seçimlik mal rejimi türleri şunlardır;
Mal Ayrılığı Rejimi: Bu mal rejiminde, eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarını korumaktadır. Eşlerden her birinin kendisine ait malın maliki olduğu ve kanunda belirli şartlara tabi olarak düzenlenen seçimlik bir mal rejimidir
Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejimi: Birçok hükmü edinilmiş mallara katılma rejimine benzemekle birlikte, tasfiye açısından kolaylık sağlamaktadır. Kural olarak eşler, yasal sınırları içinde kendi mal varlıkları üzerinde yönetim, yararlanma ve tasarruf haklarına sahiptirler. Eşlerden her biri, ister evlilik evresinde edinilmiş olsunlar, ister kişisel mal niteliğinde olsunlar kendi malları üzerinde yasal sınırları içerisinde mülkiyet hakkına sahiptirler.
Mal Ortaklığı Rejimi: Bu mal rejiminde eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Eşler, belirli mal varlıklarını ortaklık dışında tutabilirler. Mal ortaklığı rejimi, “ortaklık malları” ile “eşlerin kişisel mallarından” oluşmaktadır. Bir eşin kişisel malı olduğu ispatlanmadıkça, tüm malvarlığı değerleri ortaklık malı sayılır. Bu kapsamda kural olarak, eşlerin kanun gereğince kişisel malı sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık mallarını oluşturur. Ancak eşler, sadece edinilmiş mallardan oluşan bir ortaklık seçebilecekleri gibi belirli mal varlığı değerlerini de ortaklık dışında tutabilirler.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 204. maddesi uyarınca;
II. Sözleşme ehliyeti
Madde 204- Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir.
Küçükler ile kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar.
Mal rejimi sözleşmesi, ancak ayırt etme gücüne sahip olanlar tarafından yapılabilir. Küçükler ile kısıtlılar yasal temsilcilerinin rızasını almak zorundadırlar. Mal rejimi sözleşmesi yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak yeterli olup eşlerin ergin olması gerekmez. Mal rejimi sözleşmeleri kişiye sıkı sıkıya bağlı hak niteliğindedir. Bu nedenle mal rejimi sözleşmesi ayırt etme gücüne sahip küçükler ile kısıtlılar tarafından da bizzat yapılmalıdır.
A. Yasal mal rejimi
Madde 202- Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır.
Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.
Mal rejiminin sona ermesi nasıl gerçekleşmektedir?
Siz değerli okuyucularıma bu yazımda mal rejimlerinin sona erme halinden bahsedeceğim. Bildiğiniz üzere Türk Medeni Kanunu’nun 202 ve 218 maddelerinde mal rejimlerine uygulanacak hükümler ayrıntıları ile düzenlenmiştir. Mal rejimin tasfiyesinin talep edilebilmesi için öncelikle taraflar arasındaki mal rejiminin son bulması gerekmektedir. Devam eden mal rejimi sözleşmelerinde tasfiye ancak ve ancak sona erme ile doğmaktadır. Mal rejimini sona erdiren durumlar şu şekilde Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Eşlerden birinin vefat etmesi halinde mal rejimi ölüm tarihi itibariyle hüküm ifade etmektedir. Bu husus mal rejiminin ölüm sebebiyle sona ermesidir.
Bir diğer sona erme hali ise; eşlerden birinin farklı bir mal rejimi seçmesi durumudur. Yeni bir mal rejiminin seçilmesi ile eski mal rejimi sona ermektedir.
Tarafların boşanması veya evlenmesi halinde de mal rejimi sona ermektedir. Boşanma davası ya da evliliğin iptali davası açıldığı tarih itibariyle mal rejimi sona ermektedir.
Son olarak, hâkim tarafından mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi halinde de dava tarihi itibariyle mal rejimi sona ermektedir.
Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Son olarak; bu konu ile ilgili problem yaşayan okurlarımız varsa, onlara ne söylemek istersiniz?
Nazik davetiniz için tekrar teşekkür ederim. Umarım tüm okuyanlar için faydalı bir röportaj olmuştur. Okurlarımız mal paylaşım konusunda sorun yaşamamak adına mutlaka bu konuda uzman olan bir avukat ile süreci yönetmelerini öneriyorum.
