KİŞİSEL İLİŞKİ DAVASI
Bu hafta gazetenin bana ayrılan bölümünde sizlere çok önemli bir konuyu izah etmeye çalışacağım. Sizlerin de bildiği gibi son dönemde boşanma davalarında artış yaşanmaktadır. Boşanma davaları Türk Medeni Kanun’unda anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Türk Medeni Kanun’u kapsamında 323-324-325. Maddelerde düzenlenen kişisel ilişki davaları şu şekildedir;
Kişisel ilişkinin kapsamı ikiye ayrılmaktadır. Ana ve baba ile kişisel ilişki ve üçüncü kişilerle kişisel ilişki
Ana ve babadan her biri koşulları gerçekleştiğinde çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Ana ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahip olduğu gibi kendisine bırakılmayan çocuk ile de uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. Aile mahkemesi boşanma veya ayrılığa karar verilirken ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkileri düzenler. Kişisel ilişkiye yönelik davanın ana baba tarafından evlilik birliğinin devamı sırasında da açılması mümkündüri Soybağının hükümleri bağlamında koşulları oluştuğu takdirde çocuk ile üçüncü kişilerin de kişisel ilişki kurması mümkündür. Ana baba dışında kalan üçüncü kişilerin çocuk ile kişisel ilişki kurabilmesi için olağanüstü durumların ispat edilmesi yeterli olmayıp ayrıca kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararı ile örtüştüğünün kanıtlanması gerekmektedir. Kişisel ilişki; velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile ana ve babadan her birinin ve olağanüstü hallerde çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilerin çocuk ile belirli süre kalması, görüşmesi ya da iletişim kurmasını içeren karşılıklı hakları ifade eder. Kişisel ilişki sadece soy bağı ya da velayet ilişkisinin bir sonucu değildir. Aile mahkemesi hakimi boşanma davasında tarafların ortak çocukları olmadıkları kayden belli olan küçükler için kişisel ilişki düzenlemesi yapmamalıdır. Eşler, ergin olmayan üvey çocuklarına da özen ve ilgi göstermekle yükümlüdürler. Kendi çocuğu üzerinde velayeti kullanan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olur; durum ve koşullar zorunlu kıldığı ölçüde çocuğun ihtiyaçları için onu temsil eder. Bu yükümlülük eşin başkasından olan çocuğu ile kişisel ilişki düzenlemesi yapılmasına gerekçe yapılmamalıdır. Kişisel ilişki düzenlemesine konu çocukla genetik ana baba arasında soy bağı sorunu olabilir. Aile mahkemesi hakimi tarafından soy bağı sorunu çözülmeden boşanma davasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılamaz. Bilindiği üzere boşanma davasına bakan hakim tarafından soy bağı sorunu bekletici mesele kabul edilmelidir. Baba boşanma davasının devamı sırasında ya da öncesinde çocuğun soy bağı konusunda tereddütleri olduğuna ilişkin davranışlar sergilemişse kişisel ilişki düzenlemesi sınırlı olmalı ya da hiç düzenlenmemelidir. Müşterek çocuk için soy bağının reddi davası açılmış ya da açılık reddedilmiş olması şart değildir. Babanın bu konuda düşüncesini açıklamış olması yeterlidir. Evlilik birliğinin devamı sırasında koşulları varsa boşanma davasından bağımsız olarak ya da boşanma davası bulunmasa bile ortak çocuk ile kişisel ilişkiye yönelik dava açılabilinir.
Kişisel ilişki davaları kendi içinde üçe ayrılmaktadır. Kişisel ilişki kurulması davası, kişisel ilişkinin değiştirilmesi davası, kişisel ilişkinin kaldırılması davası.
